MEŞE AĞACI
Bu Masal / Hikaye 9 yaş ve üzeri travma sonrası iyileşme sürecini destekleyici ögeler barındıran bir
terapi masalıdır.
Ele Alınan Sorunlar : Travmatik Deneyimler. Travma ile karşı karşıya kalındığında umudunu
yitirmemek.
Mesaj: Yaşamda pek çok travma vardır. Travmadan çıkıp yaralarımızı tekrar sarıp, iyi olmamız
mümkün.
Semol ve Metaforlar
Ağaç : Birey / Kişi / Travma yaşayan Çocuk
Fırtına : Herhangi bir travma – travmatik olay
Orman Korucusu : Birinin iyileşmesine yardım eden kişi, yardım, destek
Bazı Dalların Kırılması : Travma pek çok değişikliğe ve kalıcı kayıplara neden olabilir.
Masalda Değiştirilebilecek Ögeler;
Orman korucusunun cinsiyeti, ismi, fiziksel özellikleri ( Masalın uygulandığı kişiye daha sıcak ve samimi
gelecek birine benzetilebilir)
MEŞE AĞACI

Bir zamanlar, içinde her türden ağacın olduğu kocaman bir orman varmış. Uzun yıllardır
burada olan ağaçların yanı sıra, yeni yeni filizlenen ağaçlar da yaşarmış bu ormanda.
Ormanın içinde bir de, tepeden sanki tüm ormanı izliyormuş gibi görünen bir meşe ağacı
varmış. Meşe ağacı çok büyük gözüktüğünden herkes onun ormanın en yaşlısı olduğuna
inanıyormuş.
Ormanın ağaçları ve kendi sakinleri dışında da Zaman zaman pek çok insan bu ormanı
ziyarete gelir, gezer hoşça vakit geçirirmiş.
Bu ormandaki ağaçlar devlet tarafından koruma altındaymış. Güven içerisinde yaşarlar,
oduncuların onları kesmesinden endişe etmezlermiş. Ne kadar güven içerisinde yaşasalarda
maalesef doğal olaylardan kendilerini korumaları mümkün olmayabiliyormuş.
Bir gün, karanlık bir gün, ormanı büyük bir fırtına vurmuş. Gökyüzünden ağaçların üzerlerine
golf topu büyüklüğünde dolu taneleri düşmeye başlamış. Rüzgar o kadar sert esmiş ki, ağaçlar
bir o yana bir bu yana sallanmaya, rüzgarın hızından ve dolu tanelerinden dolayı dalları ,
yaprakları kopup kırılmaya başlamış. Daha uzun ağaçların tepeleri ise rüzgarda yan yatmış ve
devrilmiş.
Meşe ağacı ise, en tepede ve yüksek bir ağaç olduğu için zarar gören ağaçlar arasından
neredeyse en fazla zarar gören ağaç olmuş. Dalları kırılmış, gövdesi zarar görmüş, kökünde
hasarlar olmuş hatta biraz yana doğru yatmış heybetli gövdesi.

Fırtına dinip güneş tekrar doğduğunda, gelen ziyaretçiler ormana koşmuşlar. Gördükleri
manzara karşında herkes çok üzülmüş. Ve çocukları pek çok soru sormaya başlamışlar,
“ neden dünyada böle olaylar var ? “
“ ağaçlar yeniden büyüyecek mi ?
“ bu ağaç ölecek mi ?... gibi cevabı olmayan pek çok soru sormuşlar.
Ormana gelen ziyaretçiler, Meşe ağacı içinde olmsuz düşünceler söylemiş. Bir daha
düzelmez bu ağaç demişler, yazık oldu demişler, ah ah vah vah demişler.
Fakat orman korucusu yüksek Meşe ağacından asla vazgeçmemiş. Umudunu yitirmemiş.
Herkes yazık oldu dese de, Orman Korucusu derin bir nefes almış. Meşe ağacının gördüğü
hasar az bir hasar değilmiş. Korucu bunun da farkındaymış. O nedenle bir plan yapmış.
Önce Meşe ağacının kırılan minik dallarını ayıklamaya başlamış. Yapraklarını ayıklamış.
Köküne destek vermiş. Toprağını çapalamış. Ama en önemlisi, meşe ağacı ile hep konuşmuş.
Ona güvendiğini, tekrar yeşil minik yapraklarını büyütebileceğini, filizlenebileceğini söylemiş.
Tüm kış boyunca Meşe ağacı ile ilgilenmiş ve ona güvenmiş. Bahar geldiğinde ziyaretçiler
yeniden ormana ağaçları görmek için gelmeye başlamışlar ve gördüklerine inanamamışlar. Meşe
ağacı eskisinden de daha yüksek, yeşil ve güçlü duruyormuş.
Park korucusu ve meşe çok önemli bir ders öğrenmişler. Fırtınaların yıkıcı olabileceklerini
ama yıkıcı olan bu fırtınalardan kendi yaralarını sararak daha güçlü bir şekilde
çıkabileceklerini öğrenmişler.

Comments