TOPLUMSAL FELAKETLER VE ÖLÜM OLGUSU
Masalın Amacı; Bu masal, çocuklara felaketin ardından iyilik yapmanın ve sevgi yaymanın duygusal bir güç kaynağı olduğunu öğretirken, korkularını ve üzüntülerini güvenli bir şekilde ifade etmelerine yardımcı olur. Ayrıca, kaybettikleri kontrol duygusunu iyilik yoluyla geri kazanmalarını teşvik eder.
Masalın içerisindeki isimler, mekan ayrıntıları, ( yangın yerine kötü bir şey olmuş...) gibi değiştirmeleri çocuğun yaş, ve duygusal durumuna göre değiştirebilirsiniz.
Bir zamanlar, Uzak Diyarlarda Parlak Tepeler adlı bir yer vardı. Bu tepeler, her gece gökyüzünde dans eden binlerce ışığıyla ünlüydü. İnsanlar bu ışıklara "umut ışıkları" derdi. Ancak bir gün, o diyardaki insanlar çok üzücü bir haber aldı. Parlak Tepeler'in en sevilen otellerinden birinde büyük bir yangın çıkmıştı. Yangın çok büyüktü ve birçok insan zarar görmüştü. Herkes üzgündü, özellikle de çocuklar. Çünkü televizyonlar ve gazeteler sürekli bu olayı anlatıyor, herkes yaşananlardan bahsediyordu.

Bu olayın ardından küçük bir çocuk, adı Arin, gece uyuyamaz olmuştu. Gözlerini kapattığında yangın görüntülerini hayal ediyor, bir türlü kendini rahat hissetmiyordu. Bir gece Arin, odasında sessizce ağlarken penceresinden bir rüzgar esti. Rüzgarla birlikte minik bir ışık belirdi. Bu ışık küçük bir kuştu ve tüyleri parıldıyordu.
"Merhaba Arin," dedi ışık kuşu yumuşacık bir sesle. "Ben Lumin. Seni korumak ve kalbini rahatlatmak için buradayım."
Arin şaşkın bir şekilde baktı. "Ama nasıl? Aklımdan bu üzücü görüntüler çıkmıyor ve çok korkuyorum."
Lumin, başını eğdi ve bir tüyünü Arin’in avucuna bıraktı. "Sana bir sır vereceğim," dedi. "Gökyüzündeki her ışık, bir hikaye anlatır. Yangında zarar gören insanların hikayeleri de gökyüzüne ulaştı ve onların ışıkları şimdi çok güçlü bir şekilde parlıyor. Onlar artık korku içinde değiller. Onların ışıkları bizi koruyor."
Arin kaşlarını çattı. "Ama bu olay çok üzücüydü. O insanlar korkmuştu."
Lumin, Arin’in avucundaki tüyü nazikçe okşadı. "Doğru," dedi. "Ama onların hikayesini yaşatmak için yapabileceğin bir şey var. Her zaman iyilik ve sevgi yayarsan, onların ışıkları daha da güçlenir. Gel, birlikte bir şey deneyelim."

Lumin, Arin’i dışarı çıkardı ve gökyüzüne bakmasını istedi. "Şimdi, gözlerini kapat ve yangında zarar gören herkes için bir dilek tut. Onların huzur bulmasını iste. Sonra bir iyilik yapmayı düşün. Belki bir arkadaşına sarılırsın, belki bir çiçek dikersin ya da bir resim yaparsın. Bu iyilikler onların ışıklarını gökyüzünde daha da parlak hale getirecek."
Arin gözlerini kapattı ve içinden bir dilek tuttu. "Lütfen, bu insanların ışıkları hep parlasın ve onları hep güzel hatırlayalım."
Ertesi gün Arin, okula gittiğinde arkadaşlarına bu hikayeyi anlattı. Tüm çocuklar birlikte bir resim yaptılar; gökyüzünde parlayan ışıkların olduğu bir resim. Sonra bu resmi yangında zarar gören insanların anısına köy meydanına astılar.
Her çocuk, her gün küçük bir iyilik yaparak gökyüzündeki ışıkları güçlendirdiklerine inandı. Zamanla Arin ve diğer çocuklar, içlerindeki korkuyu ve üzüntüyü iyilikle ve umutla dönüştürmeyi öğrendi. Artık gökyüzündeki ışıkları her gördüklerinde, sevgiyle gülümseyip kendi içlerindeki ışığı da hissettiler.
Ve böylece, Parlak Tepeler’ deki ışıklar daha da güçlü parladı. Çünkü sevgi ve iyilik, her zaman karanlığı aydınlatırdı.
Duygu Tunç Baş
23.01.2024
Çok çok teşkkür ederim.
"İlaç gibi geldi" derler ya..:(