AŞAĞIDAKİ MASAL'I 6 YAŞ ÜZERİ GECE UYKULARINDA SIKINTI YAŞAYAN, UYUMAKTA ZORLANAN VE UYKULARINDAN KABUS GÖREREK UYANAN BİR ÇOCUK DANIŞANIM İÇİN HAZIRLADIM.
Aldığım Geri Bildirimler Işığında, Kısa Sürede Etkili Olduğunu, Uykuların Düzenli ve Sağlıklı Hale geldiğini Öğrendim. Bu nedenle Paylaşmak isterim, umarım uzak diyarlarda bir yerlerde başka bir masalcıya faydası olur :)
OKUMAYA GEÇMEDEN ÖNCE
Masalı Bir Terapi Uygulaması Olarak Kullanacak İsek; Aşağıdaki noktalara da dikkat etmemizde fayda var.
MASAL MEKANI YARATMAK
masal okuması için bir masal mekanı yaratın, masalı mümkünse odasında yada uykuya dalacağı alanın yakınında okuyun. Bu alana özel bir minder, özel bir battaniye, bir yastık koyarak, mekanı hazırlayabilirsiniz. Masal bittiğinde bu objeyi ortadan kaldırıp , yeniden masal okuması yapacağımızda çıkararak bir rutiel yaratabiliriz.
MEKAN IŞIĞI , AYDINLATMASI
Masal Okumasından önce masal başlamadan , bir gece lambası, bir kandil, bir fener yada benzeri orijinal bir ışıklandırmayı açıp masal bitince kapatarak ve bu uygulamayı yalnızca masal okumalarında gerçekleştirerek tamamlayabiliriz.
MEKANIN HAVALANDIRMASI
Mümkünse oda, önceden 20dk bolca havalandırmalıdır.
MASAL OKUMA ZAMANI
Mümkünse en faydalısı uykudan hemen öncedir.
MASAL TERAPİ SÜRESİ
Min. 7 Gece olarak , sonrasında ara verip tekrar okuma yapılarak devam edilebilir.
HAYDİ ŞİMDİ MASALA GEÇELİM.
Aşağıdaki masalda geçen kahramanın, yaşı, cinsiyeti ve ismi okuma yaılacak çocuğa göre değiştirilmelidir. Yine masalda geçen sihirli objelerde çocuğun ilgisine göre farklı şekilde anlatılabilir. Masalı 2.geceden sonra çocuk da anlatmak isteyebilir. Anlatabilir. Masalı değiştirebilir , masal anlatımı sırasında sorular sorabilir, yorumlar yapabilir...
Bir varmış, bir yokmuş. Gecelerin buradan çok daha uzun olduğu, sabahın ve aydınlığın daha geç geldiği uzaklarda bir ülkede AYŞE adında bir kız yaşarmış.
Ayşe çok mutlu ve huzurlu bir ailede yaşarmış. Onu çok seven bir annesi, ayrıca bir çok arkadaşı varmış. Gün boyu annesi ile evde vakit geçirmekten, arkadaşları ile konuşmaktan çok zevk alır, akşamları neredeyse yorgunluktan bir kedi gibi kıvrıldığı yerde uyuyacak gibi olurmuş.
Ama Ayşe'nin kimsenin bilmediği bir sorunu varmış. Uyumaktan çok korkuyormuş. Çok yorgun olmasına rağmen, her gece uykuya dalması gerektiğinde gözlerini açık tutmaya çalışıyor, uyumamak için tavana bakıyor, ışıkları açık tutuyormuş. Ama yine de uykuya yenik düşüp, kendinden geçiyormuş.
Aslında Ayşe'de uyumayı çok istiyormuş ama bir türlü rüyalarına giren kötü canavarlardan, kötü hatıralardan, kontrol edemediği kötü deneyimler yaşamaktan kurtulamıyormuş. Uykusunda kötü şeyler gördüğünde kalbi güm güm atıyormuş, Hemen uyanmak istiyormuş. Kimi zaman uyanmak bile çok zor oluyor ama uyanır uyanmaz derin bir nefes aldığını hissediyormuş.
Ayşe geceleri güzel uyuyamadığı için, arkadaşları gibi dinlenemiyormuş, sabahları daha yorgun ve mutsuz uyanıyormuş. Oysa bütün arkadaşları mışıl mışıl uyuyor, up uzun çok güzel rüyalar görüyor, birbirlerine rüyalarında nasıl güzel elbiseler giydiklerini, güzel hediyeler aldıklarını ve daha bir çok güzel şeyi anlatıyorlarmış.
Bir gün yine arkadaşları ile sohbet ederken, arkadaşları gördükleri güzel ve komik rüyalardan bahsetmeye başlamışlar. Ayşe sadece dinliyor sesini çıkaramıyormuş, çünkü onun anlatacak hiç güzel rüyası olmuyormuş. Ya kabuslar görüyor ya da uyuyamıyor , uyusa da sürekli uyanıyor , gece hep çok zor geçiyormuş.
Birden Ayşe nin arkadaşlarından biri, Ayşe'ye sormuş; "
- Ya sen AYşe , sen hiç rüya görmüyor musun ? Sen de anlatsana bize, neler görüyorsun rüyanda? "
Ayşe kem küm etmiş, gördüğü kötü rüyalardan bahsetmek de istemiyormuş. O arada laf kaynamış, konu geçmiş. Ama arkadaşları ile sohbetten sonra bir arkadaşı Ayşe yi aramış .
- "Ayşe , demiş, bugün sana rüyalarını sorduğumuzda çok sıkıldın, anlatmak istemedin, ben ters giden birşeyler olduğunu anladım, ve sana bu konuda yardım edebilirim.
- Ayşe çok şaşırmış, Yardım mı ? Nasıl bana yardım edeceksin ki, ailem bu konuda bir sürü şey deniyor, üstelik ben, ben de çok uğraşıyorum ama bir türlü sabaha kadar mışıl mışıl uyumayı, güzel rüyalar görmeyi başaramıyorum?
- Biliyor musun demiş arkadaşı, ben de senin gibiydim, çok yoruluyor ve üzülüyordum üstelik çok da korkuyordum. Ama bir gün , çok az insanın bildiği bir sır keşfettim.
Geçen yaz , uzaklardaki köyde yaşayan babaannemi ziyarete gitmişitk, ben orada uyumaktan , daha da çok korkmuştum ve gece inanılmaz korkunç bir rüyadan çığlıklar içinde uyandım. Babaannem hemen koşup yanıma geldi, herkes çok korkmuştu. Sonra babaanneme bir bir durumu anlattım.
Ve ne oldu biliyor musun ? demiş Ayşe nin arkadaşı
Ayşe can kulağı ile heyecanlı heyecanlı dinliyormuş arkadaşını,
- Ne oldu ? Ne oldu " diye heyecanla sormuş.
- Babaannem bana çok az insanın bildiği bir sır verdi. Ona da büyük büyük babannesinden kalmış bu sır. Meğer böyle kötü rüyalar gören, uyuyamayan bir sürü insan varmış benim gibi ve bu sır sayesinde çözülüyormuş bu kötü rüyalar.
Ayşe iyice meraklanmış.
- Peki ne ki bu sır ? Nasıl oluyor ki ? diye heyecanla sormuş.
- Şimdi beni iyi dinle Ayşe demiş, arkadaşı,
Önce bir anahtar lazım. bir de anahtarlık. Odanın kapısının anahtarı da olabilir bu, ya da herhangi bir anahtar. İstersen ben sana bir tane hediye de edebilirim.
Bu anahtarı alıp, seni seven birinin anahtara üflemesini sağlıyorsun. Benim babaannem üflemişti. Sonra annem. Ve bu anahtarı hep çantamda ya da odamda yatağıma yakın bir yerde tutyordum.
Ne zaman uykuya dalsam, ve rüyamda korkunç canavarlar görsem, cebimdeki anahtarımı çıkarıp sallıyordum. ÇINGIR ÇINGIR, anahtarımın sesinden bütün canavarlar, kayboluyor , uçuşup kaçıyor, puf diye patlıyordu.
İlk başlarda çok korktum yine, kötü bir rüya görürken anahtarı çıkarırsam ya bana daha çok zarar verirlerse, ya daha çok korkacağım bir şey olursa olursa diye.
Ama bir gece dayanamayıp, tüm cesaretimi toplayıp, anahtarımı çıkarıp sallamaya başladım. Beni seven ailemin, annemin sevgi gücünü taşıyan sihirli anahtarı goren kötü canavar birden puf diye kayboldu ve geriye çok güzel, gözlerimi kamaştıran bir sürü sim ve pırıltı kaldı. Yağmur gibi başımdan aşağıya rengarek simler döküldü.
Ertesi gece yine korktuğumda anahtarımı çıkardım , ve hemen salladım, yine o korkunç yerden birden ışınlamış, etrafımdaki o kasvetli karanlık ımgeler bır anda yırtılarak kaybolmuş ve içeriye bembeyaz- toz pembe ışıklar - simler dolmuştu.
Bir süre sonra bundan korkmak yerine, zevk almaya başladım. Çünkü çok eğlenceliydi. Ne zaman kötü bir rüya görsem, yada kötü bir yerde olduğumu hissetsem anahtarımla inanılmaz güzel yerlere gıdıyorum ve pıtır pıtır sihirli kucuk sim yağmuruna tutuluyorum.
İşin aslı Ayşe artık hiç korkmuyorum uyumaktan, yada ruyamda canavarlardan, neredeyse bundan zevk alıyorum çok eğleniyorum. Hatta uzun zamandır benimle artık uğraşmayı beceremeyen kötü rüyalar da pek bana uğramıyorlar:)
Ayşe duyduklarına inanamamış, hemen telefonu kapatıp odasının kapısına koşmuş ve anahtarı çıkarıp en sevdiği anahtarlığına takmış. Sonra annesinden bu anahtara kocaman üflemesini ıstemiş. O gece hemen uyumadan once anahtarını yatağın başına koymuş. Yine çok zor uykuya dalabilmiş. Rüyasında yıne o korkunc yaratıklar ve kotu seyleri gormeye basladiginda anahtarını hatırlamış. Ve arkadaşının soyledıklerını.
O bunlardan kurtulabildiyse ben de kurtulabilirim benim de artık sihirli bir anahtarım var demıs.
Hemen anahtarın çıkarıp sallamaya başlamış. Ve gözlerine inanamamış, o kotu seyler birden puf puf dıye baloncuk gibi patlamaya ve etrafa rengaren sımler yıldızlar parıltılar dokulmeye baslamis.
Ayşe bundan sonra ne zaman ruyasinda kotu bir sey gorse artık bır anahtarı oldugunu hatırlar olmus. O yüzden uyumaktan artık korkmuyor hatta erkenden yatmak için can atıyormus. Cunku anahtarı sallayıp kotu ruyaları yendıkten sonra artık Ayşe de arkadaşlarına anlatacagı o kadar guzel ruyalar goruyormuş ki bazen uyandığında keske biraz dah uyuyabilseydim diyormus annesine.
Ayşe kotu ruyaları yenmiş. Ve bu sırrı hep saklayacağına kendıne de soz vermıs. Bir gun o da eğer buna ihtiyacı olan biri ile tanışırsa , mutlaka bunu anlatacak ve ona kotu rüyalarından kurtulması için sıhırlı anahtardan ve nasıl sallaması gerektıgınden bahsedecekmıs. : :)
Ayşe guzel rüyalara dalmış, dalmış dalmış, ve bu hikayede kulaktan kulağa 7 kıta- 7 ülke dolaşmış durmuş.
Mışıl Uykular
RÜYALARIN SİHİRLİ ANAHTARI
YAZAN : DUYGU TUNÇ BAŞ TARİH : 15.01.2021
Comments