top of page

SİHİRLİ KÖPRÜ; Lila'nın Yolculuğu

Writer's picture: Duygu Tunç Baş Duygu Tunç Baş

Taşınma, Göçmenlik ve Farklı kültürlerle bağ kurma üzerine harika bir terapi Masalı.

Masalda geçen karakter isimleri, mekan ve zaman detayları, cinsiyet ve yaş gibi ana kahramanın tasviri okuma yapılacak çocuk( yaş, ve grubuna göre) anlatıcı tarafından değiştirilebilir.


SİHİRLİ KÖPRÜ; Lila'nın Yolculuğu

Bir zamanlar, mavi gökyüzü ve uçsuz bucaksız tarlalarıyla tanınan bir ülkede yaşayan küçük bir kız vardı. Adı Lila’ydı. Lila, ailesiyle birlikte mutlu bir hayat sürüyordu, ancak bir gün babasının işi nedeniyle başka bir ülkeye taşınmaları gerekti. Yeni ülke, Lila için hem heyecan verici hem de biraz korkutucuydu. Çünkü dilini bilmiyor, kültürünü tanımıyordu.

Taşınma ve Yeni Başlangıç

Lila’nın ailesi, büyük bir gemiye bindi ve günlerce süren bir yolculuğun ardından yeni ülkelerine vardılar. Evleri, bahçesi olmayan ama şirin bir apartmandaydı. Lila, yeni odasına yerleştirildiğinde pencereden dışarıya baktı. Aşağıdaki çocuklar kahkahalarla oynuyordu. Lila, onlarla tanışmak istiyordu ama bir türlü cesaret edemedi.

“Anne, burada kimse benimle konuşmuyor,” dedi bir gün üzgün bir sesle.

Annesi, Lila’nın saçlarını okşayarak, “Sabırlı ol, tatlım. Yeni şeyler öğrenmek zaman alır. Ama unutma, herkesin içinde arkadaşlık kurabileceğin bir köprü var. Yeter ki onu bulmayı dene,” dedi.

Sihirli Köprü

O gece Lila, çok garip bir rüya gördü. Rüyasında, büyük bir ormanın içinde bir köprü buldu. Köprü, parlak renklerle ışıldıyor ve her adımda farklı bir dilde şarkılar söylüyordu. Köprünün diğer ucunda, çeşitli ülkelerden gelen çocuklar vardı. Her biri farklı bir dille konuşuyordu ama hepsi gülümseyerek ellerini uzatıyordu.

Bir ses duydu: “Bu köprü, insanların kalplerini birleştiren köprü. Eğer cesaret edersen, kendi köprünü inşa edebilirsin.”

Lila, korkuyla geriye doğru adım attı, ancak işıldayan köprü onu büyülemişti. Bir adım attı ve sonra bir adım daha. Her adımda çocuklar ona yaklaşıyor, elini tutuyordu.

Okul ve İlk Adım

Ertesi gün, Lila yeni okuluna başladı. Sınıfa girdiğinde herkes ona bakıyordu. Utangaç bir şekilde sırasına oturdu. Öğretmen, Lila’nın geldiği ülkeden bahsederek onu tanıttı. Ancak Lila, kimseyle konuşmaya cesaret edemedi.

Öğle arası geldiğinde, Lila bahçede otururken yanına kahverengi saçlı, gözlük takan bir çocuk geldi. Adı Emma’ydı. Emma, “Merhaba,” dedi ve elindeki çizimi gösterdi. Lila, çizimi anlamadı ama Emma’nın yüzündeki sıcak gülümsemeyi fark etti.

Lila, Emma’ya kendi dilinde “Merhaba” diyerek karşılık verdi. Emma şaşırdı ama sonra gülerek elindeki kağıda bir köprü resmi çizmeye başladı. Lila da aynını yaptı. Birbirlerinin çizimlerini göstererek oyun oynadılar. Lila, kelimeler olmadan da kendini ifade edebileceğini fark etti. Bu, onun ilk “köprüsü” olmuştu.

Küçük Köprüler, Büyük Dostluklar

Zamanla Lila, küçük köprüler inşa etmeye devam etti. Öğretmeni ona yeni dilde kelimeler öğretiyor, arkadaşları oyunlara davet ediyordu. Lila, yaptığı hatalardan korkmamayı öğrendi. Çünkü herkesin bazen hata yaptığını ve önemli olanın denemek olduğunu anladı.

Bir gün, Emma, Lila’ya “En iyi arkadaşım sensin,” dedi. Lila, bunu kendi diline çevirdi ve gülümseyerek, “Sen de benim en iyi arkadaşımsın,” diye karşılık verdi.

Hikayenin Sonu

Lila, artık eski ülkesinden getirdiği renkleri ve yeni ülkesinde öğrendiği kültürü birleştiren bir köprü kurmuştu. Bu köprü, onun kalbindeydi. Şimdi hem kendi dilini hem de yeni dilini konuşabiliyor, hem eski hem de yeni kültürlerden hikayeler paylaşabiliyordu.

Lila’nın hikayesi, herkesin içinde köprüler kurma gücü olduğunu hatırlatır. Yeter ki cesaret edelim ve ilk adımı atalım.



148 views0 comments

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page